
Meraba arkadaşlaaar... Biliyorum sizi biraz boşladım falan ama, depresyondayım biraz, mazur görün.. Geçen sene aynı dönemler yine depresyondaydım. Sanırım bir anda yüklenen aşırı sorumluluk duygusu, beni benden alan şeyin ta kendisi.. Tabi bazı şeylerin de üstüste gelme durumu var ki, bu da doğanın bi çeşit kanunu, malum.. Yani anlayacağınız, depresyona girmek için tüm şartlar oluşmuşken laylaylom takılmak bana yakışmazdı..
Konumuz; aradan yıllaaaar geçmesine rağmen bağ bahçeden kopamayan annelerimiz..! İlk fırsatta bi "memlekete gideyim de bişeyler ekeyim. Sonra da onları biçmeye gitmek için bahanem olmuş olur. Hem kızım var evde sonuçta" düşüncelerine gark oluşları...?? Ben bu durumu bi kızıma da danışayım, onun da fikrini alayım falan??.. Yok?? Şimdi olaya bir de bu masum kızın tarafından bakmaya ne dersiniz?..
Haftanın altı günü çalışan bir birey olarak, yemek molası vs gibi şeyleri de istemeden, günde en az 8 olmakla beraber, genelde 9 saat çalışmaktayım ve lafını etmiyorum (babamın yanında çalışıyo oluşumdan mütevellit). Tek izin günümde ise; çalıştığım, ikamet ettiğim, her gün havasını soluduğum bu nalet semtten dışarı çıkmak; uzağa, çoook uzaklara gitmek istiyorum... Gel gör ki, bu evin yemağı var, çamaşırı var, bulaşığı(burası nasıl oluyo anlamıyorum,öyle çok da yemek yapmıyorum ama iki günde bi makina çalışıyo jshgsfj)var... E bunları yapınca insanın üzerinde oturan öküz misali bir yorgunluğu da var.. Kardeşim, gençliğinin son demlerini yaşayan, evli arkadaşlarından sürekli "sabah akşam gez, gez babam gez, evlenince bidaha yapamıycan Merv, git bidaha gez" tavsiyeleri ve dayatmaları alan biri olarak; bunlarla kafamı yormam ve gençliğimin en laylaylom geçmesi gereken zamanlarını evde pineklemeye ve iş güç yapmaya adamam, reva mı sorarım size?? "Değil" demeniz gerekiyo burda. Çünkü haklı olmakkk<333..
He şimdi sor bi "o eski halinden eser var mı peki?" diye.. Yok! Mesela bugün canlı müzik var.. Sor bi "gidecek misin?" diye.. Yok! Evde yemek yok kardeşim, akşama kardeşim gelcek yurttan, hadi babam arkadaşlarıyla takılıyo orda burda dışarlarda yiyo.. Ama o, ufacık tefecik içi dolu turşucuk(boyu beni geçti) kardeşim...Yurt yemeklerinden kurtulup, ablasının o anne eli misali yaptığı lezzetli yemekleri yemek hakkı değil mi??
(karikatürün güzelliği<33 Tamam itiraf ediyorum, ben bu biloğu sevdiğim karikatürleri sizlerle paylaşmak için açtım haghsdgf :d)
(Bunu da, beni anlamsızca güldürdüğü için ekliyim dedim jfhgsj bkz; Yiğit Özgür)
Velhasıl kelam arkadaşlar, annem dönene kadar bırakın sizi, kendime faydam yoksa demekki.. Neyse ben, gerçek hayattan uzaklaşıp; hayali kahramanların derdine üzülüp, mutluluğuna sevinmek için, bir film daha izliycem.. Siz de şeyapın.. Üstteki yazıyı okumayın shjgdsahfas
Kalın sağlıcakla..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.