5 Nisan 2016 Salı

A'sosyal Medya

 2013 senesine kadar falan sosyal medya olayım sadece feysbuk'la sınırlıydı galiba.. Evet ben de o sürekli fotoğraf albümleri yapan, acıklı acıklı sözler yazıp şarkılar paylaşan ruh hastası feysbuk tayfasındandım.. Ta ki, canım bitanem beybiliboyların beybiliboyu tivitır'la tanışana kadar<3

 2008 yılında, kuzenlerimin yaptığı geyiklerden geri kalmamak için feysbukumu açmış bulundum.. Her yaptığının fotoğrafını çekip paylaşmak ve bunun altında onlarca yorum yapmak, açıkçası aklımın pek hazmetmediği bir durumdu.. Ama, ister zamana ayak uydurmak deyin, isterse teslim olmak; yakın zamanda ben de onlardan biri olmuştum.. İlk etapta, siteyi amacına uygun kullanmaya çabaladım. Ortaokul arkadaşlarımı arattım ve onları bulup bir toplaşma ayarladım. Şu an her ne kadar birbirimizle görüşmesek,selamlaşmasak ve hal hatır sormasak da, o zamanlar güzel olmuştu valla..(not:ortaokuldayken sınıfın en kısa boylu kızlarından biriydim.lisedeki hatırı sayılır boy artışımdan sonra toplaştığım ortaokul arkadaşlarımın hepsi şoka girmişti. Şöyle ki, hepsi benden kısa kalmıştı jshgfsg)

 2010 senesinde ise, en sevdiğim iki kuzenimden biri olan(diğeri de ablasıdır) Nursena(biz kısaca Nurs deriz)'nın yapmış olduğu ısrarlara dayanamayıp tivitır hesabı açmıştım.. Ama büyük bir sorun vardı.. Hiçbir şey anlamıyordum! Aman Allah'ım noluyordu?? Bu insanlar neden başlarından geçen herşeyi 140 karakterlik cümlelere sığdırmaya çalışıyorlardı?? Neden herkes retweet ve fav istiyordu??? Niye tanımadığımız insanlar bizi takip edince seviniyorduk? Biz değil miydik feysbuk'taki paylaşımlarımızı kimsecikler görmesin diye, hesaba adeta asma kilit taktıranlar??...Valla zerre kadar kafam almadı tivitır'ı.. Ne yazmam gerektiğini, ne gibi paylaşımlar yapmam gerektiğini bilmiyordum.. Ne yani "şu an su içiyorum ahaghasgsgsahah" falan mı yazmalıydım? Ben de girmemeye başladım. Kuzenim baya aktif kullanıyordu ama ben hiç keyif almadığımdan girmiyordum.. Haftada, ayda bir falan, telefonumdaki tivitır uygulaması küflenmesin diye "ben ölmedim haa" anlamına gelen bi tivit atar çıkardım.. Gizli gizli feysbuk'a girmeye devam ediyordum ki, instagram diye bişey çıktı.. Fotoğraf çekmeyi inanılmaz seven biri olarak, instagramın benim uygulamam olduğuna karar verdim. İlk etapta herşey gayet güzeldi fakat, takip ettiğim alışveriş sayfası, takip ettiğim insan sayfasını geçtiğinden beri, ordan da elimi ayağımı çekmiş bulunmaktayım..

 Neyse, gelelim tivitırla olan aşkımızın başlangıcına..Sanırım 2013-2014 yılları arası, tivitırı daha bi sık takip etmeye başladım.. Zamanla takip ettiğim kitle rayına oturmaya başlamıştı ve ben artık keyif almaya başlamıştım.. O zamanlar hiç haber vs hesabı takiplemiyorum ama(hatta haberim bile yok) tivitır benim için geyik,geyik ve geyik demekti..(Ne?? Hala mı öyle? Artık sadece geyik yapmıyorum bi kere!! Hıı çok hııı!!1!) Bi komik hesaplar, bi komik hesaplar.. Haftada bir-iki, yemek molalarımda falan açıp, komik gördüğüm tivitleri arkadaşlara okuyup, hep beraber gülerdik.. Derken, bi hesap dikkatimi çekti.. Sürekli aynı lugatı kullanıyor, aynı düzeyde komikli ve zekice tivitler atıyordu.. @OdunHerif hesabı.. O zamanlar da tam böyle parlama dönemleri..Melih'ler falan işte bilirsiniz jshgfs Bildirimlerini açmıştım, her yazdığına katıksız gülüyordum ve mantıklı mantıksız en az bir adet menşın atıyordum.. Sanırım bi 800bin-900bin civarı takipçisi vardı o vakitler. Onun vesilesiyle diyebilirim, tivitıra alışmaya başladım. Onun sayesinde birkaç kişiyi daha farketme ve tanışma fırsatım oldu(Nafer Ermiş, Şeyma Eke, Mehmet ErcanTevfik ve onların de vasıtasıyla tanıdığım yeni insalar..(Mali, Mustafa, Yasemin, Beyzadebey:p ve daha birkaç kişi daha..(sanırım bunlar en yakınlarım:))) Şimdilerde, kendisinin de içinde olduğu ve çok tatlış insanların bulunduğu, eğlenceli bir tivitır arkadaş grubum var.

 Bu tayfanın haricinde ayrı bir paragraf açmamı gerektirecek iki insan daha var ki, onlarla 2 senede klavye üzerinden paylaştığımız şeyleri, yakın arkadaş diye geçinenler paylaşmamıştır.. Kendileri yaşça benden küçük olmalarına rağmen, bir miktar olgunluğa erişmiş olup, sohbetlerinden hiçbir zaman bıkmadığım(Mert ve Adil hariç jgfsjd) insanlar.. Adil ve Mert...(böyle yanyana benim ismim yokken yazılınca çok komik oldunuz jsfgsjd)

 Adil; Kadir(@OdunHerif) vesilesiyle tanıdığım, henüz karşılaşma fırsatını bulamadığım, ama hergün karşılaştığım insanlardan daha çok beni bilen biridir.. Kendisi bu sene(indirdiğimiz hatimler doğrultusunda) inşaat mühendisliği bölümünü bitirip, İstanbul'da kendine bir hayat kurmaya gelecek inşallah.. Adil, az ve öz konuşur. Adil, lol oyunu manyağıdır. Yetişkin bir Adil, arkadaşlarıyla bir evde ya da internet kafede toplanıp saatlerce lol oynayabilir. Adil, lol oynadığı zamanlarda, arkadaşları ölüm döşeğinde bile olsa, bulundukları gruba girerek "hsgdfjaghsgd" yazar ve çıkar(ki sonrasında,"biz o kadar konuştuk, sen hiçbişe demedin terbiyesiz" demeyelim) Neyse ki hatrı büyüktür ve az önce söylediğim vurdumduymazlık yönü sıfıra yakındır. Kendisi dünyanın en vicdanlı insanlarından biridir. Birinin kalbini kıracak diye ödü kopar. O yüzden midir bilinmez, sürekli Mert ve benim eziklemelerimize ve dalga geçmelerimize maruz kalır.. Hayatımda tanıdığım en akıllı insanlardan biridir fakat bazı esprilerimizi anlamaması veya geç anlaması konusunda hala bir yol kat edebilmiş değiliz.. Bu konu hakkında yol katettiğimiz tek husus, espri kabileyitimizi geliştirmekte hatrı sayılır bir artış olmasıdır. Hele "iğrenç espriler" kategorisinin en üstlerinde gösterilmesi gereken düzeyde espriler yaparak bizi bazen hayattan soğutan Mert'in bile espri anlayışında muazzam bir artış söz konusudur.. Adil manyak, Adil dengesiz, Adil bazen dalından yeni koparılmış bir pambık kadar yumuşak, bazen de sevdiğimiz için katlandığımız gülün dikeni kadar sert.. Adil gibi olmayın..(ki olamazsınız şşşhhh)



(Hala; genelde bu seyirde işleyen, arada da olsa ciddili konulara değindiğimiz, 2 senedir hiç kapanmadan yoluna devam eden ve hergün en az 10 etkileşimi olan  bir grubumuz var)

Mert; fjsgjahgajkghkahg diye bir gülme geldi istemsizce..Mert'in bu sitede ergenliğini atlatıp büyüdüğüne şahit olan bir insanım. Klavyemde büyüdü desem yeridir sdhjgff Onu da Kadir sayesinde tanıdım. İlk zamanlar kendisine tiksinti bile duyuyordum(bakın burda biraz bana alıncak ama zerre kadar kin tutamaz ve zaten ilerleyen satırlarda güzel şeyler de yazıcam sjhgf).. Sürekli beni takip edip, takibini geri çeken; bu vesileyle dikkatimi çekmeye çalışan bir kardeşimizdi.(o zamanlar sakalları falan yoktu yaa sgfdhjfd) En son illallah ettiğim ve geri takip ettiğim, sonrasında da takipten hiç çıkamadığım; araştırmacı gazeteci ruha sahip, tezcanlı, yeni şeyler öğrenmeye aşık, vikipedi okumaya çalışıp uzun yazıları okumaktan nefret ettiğinden mütevellit çabucak sıkılan ve her türlü konuda haklı olduğunu kanıtlamak için önünüze 28746 çeşit örnekle gelen(ki bu özelliği ilerde çok işine yarıycak, çünkü kennsi bir avukat adayı), haksız olduğunu o an kabul etmeyen ama farkettiğinde de "ben haksızdım,,sorri" diyebilen, bazen beni çıldırtacak kadar(aşırı aşırısı) çocuk, bazense beni şaşırtacak kadar olgun olan, ama genel olarak hiçbir lafıma alınmayan ve her zaman alttan alabilme özelliğine sahip manik ve depresif bir insandır..

 Hiçbir zaman falomen olmak falan gibi bir beklentim veya niyetim olmadı.. Sadece falomen arkadaşlarımdan "artık sen de falomen ol be Merv" tarzı sitemleri çok duydum.. Bilmiyorum belki de falomen olmadığım için benden utanıyorlardı fdhjsgdjhf Ama olmadım. Çünkü; neden oliyim ki fdjghjas Yani ben merak ettiğim insanlarla falomen olmadan tanışabildim, ve beni kaç kişinin takip edip etmediği de pek umrumda değil.. Yazar, oyuncu, şarkıcı gibi vasıflarım olmadığı için, kendimi kimseye beğendirmek zorunda değilim ve içimden gelen herşeyi de, içimden geldiği gibi yazabiliyorum.. Tivitır'ı genel anlamda eğlenmek için kullanıyorum ve eğlendiğim tivitlerin arasında da gündemden saniyesinde haberim oluyor. Tivitır'ı hiç kullanmamış veya yeni başlamış birine bunları söylediğin zaman bön bön bakıyolar sana ama, asıl kefi de böyle herkesin anlayamamasında galiba ;) Hiçbir zaman burayı, günlük hayatımı olumlu yada olumsuz etkileyecek düzeyde ciddiye almadım. Burdaki kimsenin beni üzebileceğini düşünmüyorum. Kaybetme korkum yok, kimse vazgeçilmez değil benim için.. Uzun zamandır takiplediğim birini, en ufak bi canımı sıkan söyleminden dolayı takipten çıkabilirim. Bu da benim serseri serbes stilim.. Sadece burda birkaç kişilik(en baş fanım Serkan tabi jshgfd) yakından izleyen de bir kitlem var ki, en çok onlara minnettarım.. Bazılarına cevap bile veremiyorum (unutuyorum vs) ama, beni(lugatımı,tarzımı,zevkimi vb) anlayan ve beni dinlemekten keyif alan insanların olduğunu bilmek güzel.. Umarım burdan da okumaya devam edersiniz.. Sağolun, varolun efenim.. :) (Sol gözden bir yaş damlar..)

 Bu arada, hazır sosyal medya, iletişim falan demişken; son zamanlardaki en sevdiğim uygulama da sinepçet <3 Tivitır'dan sonra, acaip eğlendiğim ikinci uygulama diyebilirim.

 Herhangi bir vasfı olmayan bir sosyal medyacı olarak, sosyal medya hakkında yazacaklarım bu kadar.. Umarım bu son cümleyi okuyanınız vardır jdhgfjsg 
 Hoççakalın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.